ALMANYA – Son aylarda arka arkaya gelen grev dalgaları, Almanya’da grev hakkının yeniden düzenlenmesi ve kısıtlanması tartışmasını başlattı. İşveren kuruluşları ile ana muhalefet, özellikle altyapı ve kritik sektörlerde grev hakkının kısıtlanmasını talep ediyor. Kısıtlama talepleri, demir ve hava yolları gibi kamu yaşamı için temel ihtiyaç olan dallarda yoğunlaşıyor. Federal Hükümet’in büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Alman Sendikalar Birliği (DGB), kısıtlama taleplerine karşı görüş bildirdi. Diğer Federal Hükümet ortakları Yeşiller ile Hür Demokrat Parti (FDP) ise grev hakkını yeniden düzenleme ihtiyacının tartışılmasını istedi.
Küçük bir sendika olan Makinistler Sendikası’nın (GDL) grevleri, tartışmaların başlamasında büyük rol oynadı. Sendika başkanı Claus Weselsky sıkça eleştirilere hedef oluyor.
‘BİR GREV YASASINA İHTİYACIMIZ VAR’
Almanya İşveren Kuruluşları Birliği (BDA) Başkanı Steffen Kampeter, ülkede bir grev yasası olmadığını, grev hakkının anayasa ve mahkeme kararlarıyla düzenlendiğini hatırlatıp bir grev yasası talep etti. GDL Başkanı Weselsky’nin grev hakkını kötüye kullandığını ileri süren Kampeter, ulaşım gibi altyapı alanlarında grevin başlama gününü bildirmek için asgari süre koşulu getirilmesini istedi. GDL, son grevlerinin başlangıç tarihini sadece bir gün önce haber vereceğini açıklamıştı. Kampeter, grevden önce arabuluculuk koşulu getirilmesini de talep etti.
Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) bünyesinde bulunan Orta İşletmeler ve Ekonomi Birliği de diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi grev yasası talep etti. Rbb24 radyosuna konuşan birlik başkanı CDU federal milletvekili Gitta Connemann, “Şu anki grev yasası, yargıçlar yasası” dedi. Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Bavyera Eyalet Meclis Grubu da grev hakkında reform istedi, altyapı ve kritik sektörlerde grev kısıtlaması talep etti. Demir ve hava yollarında son grevlerin ‘çığırından çıktığını’ ileri süren grup başkanı Klaus Holetschek, “Grev enflasyonu ülkenin itibarına ve ekonomiye zarar veriyor. Grev anayasal bir hak, ama insanların gündelik yaşamı aksıyor, altyapı hizmetleri ve tedarik zincirleri çöküyor” dedi.
FEDERAL HÜKÜMET ORTAKLARINDAN DA KISITLAMA TALEPLERİ
Federal Hükümet ortakları Yeşiller ile FDP’den de son grevlerin ekonomiye zarar verdiği, dolayısıyla tartışılması ve kısıtlanması talepleri geldi. Reuters’e konuşan Yeşiller Partili Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck, “Çalışma süresinin azaltılması için yapılan son grevler biraz fazla oldu” görüşünü ifade etti. Habeck, Tagesspiegel gazetesine yaptığı açıklamada ise “Yolcuların ve ekonominin zararına haftalarca grev yapılmamalı. Milyonlarca insan işyerine gidemiyor, ülkenin ihtiyacı olan ürünler taşınamıyor” diye konuştu.
Alman Birinci Televiyonu’na (ARD) konuşan FDP’li Federal Ulaştırma Bakanı Volker Wissing, grevlerin sona ermesinden sonra grev hakkının ve değişim taleplerinin tartışılmasını istedi.
SPD VE SENDİKALAR BİRLİĞİ KARŞI ÇIKTI
Bekleneceği gibi grev hakkının kısıtlanması taleplerine SPD ve Alman Sendikalar Birliği’nden (DGB) karşı görüş geldi. Federal Meclis’te konu hakkında soruları yanıtlayan SPD’li Başbakan Olaf Scholz, şu anda grev hakkı konusunda bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığını söyledi. Grev hakkının sendikaların ve çalışanların mücadeleleriyle elde edildiğini hatırlatan Scholz, “Grev hakkı anayasa güvencesi altında” dedi. Altyapı ve kritik sektörlerde grev hakkının kısıtlanması taleplerine de karşı görüş bildiren Scholz, “Başka ülkelerde daha çok grev yapılıyor. Ülkemizde az greve sevinen menajerler var” dedi.
Alman Sendikalar Birliği hukuk uzmanı İsabel Eder de grev hakkının düzenlenmesine gerek olmadığını söyledi. “Grev hakkı, çalışanların haklı taleplerini elde etmek için bir araç” diyen Eder, grev sayesinde eşit olmayan taraflar arasında bir denge kurulduğunu söyledi. Makinistler Sendikası’nı (GDL) kastederek, küçük bir sendika yüzünden grev hakkının kısıtlanmasının orantısız olacağını savunan Eder, ayrıca Almanya’da grev koşullarının ağır olduğunu, diğer Avrupa ülkelerine göre de az grev yapıldığını söyledi.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)